30 Temmuz 2012 Pazartesi
UHV.
Çok güzel bir rüya gördüm. Tanrım öyle güzeldi ki. Gerçek olur mu dersin blog? Bugün akşam o gördüklerim gerçekten olur mu? Benim pek umudum yok. Ama hani en güzel şeyler en umulmadık zamanda olur diye bir sözü vardı üstad Marquez'in. Hem Allah'tan umut kesilmez. Bugün herşey güzel olacak. İnansam mı buna blog? Hayal kırıklığına uğramam değil mi? Allah'ım lütfen gerçek olsun o rüya lütfen.
Gitgide sabırsız bir insan oluyorum sanırım. Kimseye tahammülüm yok. Babam yaşlandıkça daha bir asabi oluyor. Annemse daha anlayışsız. Gerçekten çekemiyorum bu hallerini. Hoş annem bana karşı ne zaman anlayışlı olmuştu ki?
Ezan okundu bu arada. Sabah namazımı kılayım. Belki dualarım kabul olur..
Gitgide sabırsız bir insan oluyorum sanırım. Kimseye tahammülüm yok. Babam yaşlandıkça daha bir asabi oluyor. Annemse daha anlayışsız. Gerçekten çekemiyorum bu hallerini. Hoş annem bana karşı ne zaman anlayışlı olmuştu ki?
Ezan okundu bu arada. Sabah namazımı kılayım. Belki dualarım kabul olur..
Hakkımda 7 şey.
Birden aklıma geldi yazayım dedim. Fakat neden 7? Neden 5 değil,10 değil de 7? Bende bir anlam veremedim. Neyse. Başlayalım;
Saatleri çok severim ama takmam pek. Aynı şekilde bileklikleri de çok severim ama sadece 2 bilekliğim var. ( Burda size sinyal gönderiyor olabilirim,evet.)
Sardığım bir kitabı defalarca okur,çok beğendiğim bir şarkıyı günlerce dinler,bende yer eden filmleriyse moralim bozuldukça açar izlerim. Evet,hiç sıkılmadan hem de.
Hayal kurmayı kim sevmez ki? Haliyle ben de seviyorum. Ama abartıyorum galiba. Çünkü hayal dünyama öyle bir dalıyorum ki. Gerçeğe adapte olmakta bir hayli güçlük çekiyorum.
Kırmızıya bayılırım. Küçüklüğümden kalma kırmızı bi eteğim var hatta. Halen dolabımda.
Bronzlaşmaktan hiç hoşlanmam. Çünkü benim için bronzlaşmak demek yanıp kıpkırmızı olmak demek. Ne yazık ki.
Bazen denizin kokusunu ve martıları öyle özlüyorum ki. Buraları bırakıp gidesim geliyor. ( Bi dakika,bu hakkımda olan birşey sayılmaz aslında?)
Hangi çiçeği sevdiğimi halen bulamadım. Şu dünyaya geleli 19,5 yıl oldu ama. Birgün bulacağım eminim. Papatyaları herkes seviyor. Ben de seviyorum ama herkes sevdiği için pek sevemiyorum ( Cümlelerime gülmeyin,saat gecenin 1i. ) Orkideyi de tüm kadınlar seviyor. Ama çok pahalı. Böyle her zaman alınacak bir çiçek değil. Bir tane olsun bakarım ben ona ömür boyu. Gül çok klasik. 'Gülüm' diye hitap etmesini çok seviyorum ama konu çiçeğe gelince. ı-ıh. Fotoğraflardan baktığım kadarıyla ortanca çok güzel bir çiçeğe benziyor. Ama elimde tutmadan birşey diyemeyeceğim. İnsanın hangi çiçeği sevdiğini bilememesi cidden zormuş. Keşke sadece böyle meselelere kafa yorsam.
-Ahh bu arada itiraf edin papatya resmini görünce en sevdiğim çiçeğin papatya olduğunu düşündünüz değil mi?-
Saatleri çok severim ama takmam pek. Aynı şekilde bileklikleri de çok severim ama sadece 2 bilekliğim var. ( Burda size sinyal gönderiyor olabilirim,evet.)
Sardığım bir kitabı defalarca okur,çok beğendiğim bir şarkıyı günlerce dinler,bende yer eden filmleriyse moralim bozuldukça açar izlerim. Evet,hiç sıkılmadan hem de.
Hayal kurmayı kim sevmez ki? Haliyle ben de seviyorum. Ama abartıyorum galiba. Çünkü hayal dünyama öyle bir dalıyorum ki. Gerçeğe adapte olmakta bir hayli güçlük çekiyorum.
Kırmızıya bayılırım. Küçüklüğümden kalma kırmızı bi eteğim var hatta. Halen dolabımda.
Bronzlaşmaktan hiç hoşlanmam. Çünkü benim için bronzlaşmak demek yanıp kıpkırmızı olmak demek. Ne yazık ki.
Bazen denizin kokusunu ve martıları öyle özlüyorum ki. Buraları bırakıp gidesim geliyor. ( Bi dakika,bu hakkımda olan birşey sayılmaz aslında?)
Hangi çiçeği sevdiğimi halen bulamadım. Şu dünyaya geleli 19,5 yıl oldu ama. Birgün bulacağım eminim. Papatyaları herkes seviyor. Ben de seviyorum ama herkes sevdiği için pek sevemiyorum ( Cümlelerime gülmeyin,saat gecenin 1i. ) Orkideyi de tüm kadınlar seviyor. Ama çok pahalı. Böyle her zaman alınacak bir çiçek değil. Bir tane olsun bakarım ben ona ömür boyu. Gül çok klasik. 'Gülüm' diye hitap etmesini çok seviyorum ama konu çiçeğe gelince. ı-ıh. Fotoğraflardan baktığım kadarıyla ortanca çok güzel bir çiçeğe benziyor. Ama elimde tutmadan birşey diyemeyeceğim. İnsanın hangi çiçeği sevdiğini bilememesi cidden zormuş. Keşke sadece böyle meselelere kafa yorsam.
-Ahh bu arada itiraf edin papatya resmini görünce en sevdiğim çiçeğin papatya olduğunu düşündünüz değil mi?-
29 Temmuz 2012 Pazar
Kader..
Sonra 'bak oğlum' dedim kendi kendime, 'yolu yok, çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi'.
Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime ?
Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini.. bilir de, ya gözlerim ?
En yaralı yerim benim..
Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim ?
Kararmaz mı bütün dünyam, bir ömür..
İsmail Abiiiiii.
Ne kadar mantıklı aslında. Şimdiye kadar hiç düşünmemiştim bunu. Ama sahi uyurken gözlüklerimizi takmıyoruz ama rüyaları net bir şekilde görüyoruz. Bu ne ayak sorarım size? :rrr
ilk cupcake denemem
biraz kafa dağıtalım madem.
geçenlerde ilk defa cupcake yaptım. normalde yeni birşey yaparken internetten farklı tariflerine bakar ortaya karışık bir tarif yazardım. Ama bu sefer gerek duymadım. Bir nevi kek sonuçta. Tarife gerek yok yani.
3 yumurta,1 bardak şeker,1 bardak yağ,1 bardak süt,aldığı kadar un,1 paket kabartma tozu ve 1 paket vanilya,kakao. Bunları çırpıyoruz. Tabi öncelikle yumurta ve şekeri çırpıp sonra diğerlerini eklemek gerek. Bu annemin bir püf noktası ki ben her defasında unutuyorum öncelik sırasını =)
Çırptıktan sonra minik cupcake kaplarımıza döküyoruz. Ben şaşkın biri olarak kabartma tozu ve vanilini koymadığımı sonradan farkettim. Kapları tekrar boşaltıp çırpmam gerekti malesef.
Kekimizi 180 derece fırına sürüyoruz.
O pişerken bir yandan krem şantimizi hazırlayıp buzluğa atıyoruz.
Kekimiz piştikten sonra soğumaya bırakıyoruz. Aman sıcakken koymayın üstüne krem şantiyi.
Krem şantimizi de ekledikten sonra en üste ister bonibon,ister minik renkli şekerler,isterseniz de kiraz yahut çilek gibi meyveler koyabilirsiniz. Ben bonibonlu seviyorum ama evde bonibon yoktu malesef.
Afiyet olsun!
Kaçsam bırakıp...
Keşke. Keşke herşeyi ardımda bırakıp,herkesi bırakıp gidebilsem. Uzaklara. Ondan uzağa. Ailemden uzağa. Arkadaşlarımdan. Dost bildiklerimden...
Belki herkesi bırakırsam. Alışabilirim.
Belki herkesi bırakırsam. Alışabilirim.
28 Temmuz 2012 Cumartesi
Beni hep buralarda bırakma.
İçtikçe içesim geliyor gayri ne bilgi ara ne hüner
Beni bu rakıyla başbaşa bırakma
Adam olayım çalışıp para kazanayım
Beni böyle işsiz güçsüz bırakma
Beni uslandır beni yüreklendir
Beni deli edip bırakma
Bilsen nereleri var kalk gidelim
Beni hep buralarda bırakma
Beni aç bırak evsiz urbasız bırak
Beni sensiz bırakma
Beni bu rakıyla başbaşa bırakma
Adam olayım çalışıp para kazanayım
Beni böyle işsiz güçsüz bırakma
Beni uslandır beni yüreklendir
Beni deli edip bırakma
Bilsen nereleri var kalk gidelim
Beni hep buralarda bırakma
Beni aç bırak evsiz urbasız bırak
Beni sensiz bırakma
Beni ne yap biliyor musun
Beni yont beni arıt beni ayıkla
-Metin ELOĞLU-
Beni yont beni arıt beni ayıkla
-Metin ELOĞLU-
The man i love.
And he'll be big and strong, The man I love
And when he comes my way
I'll do my best to make him stay
He'll look at me and smile, I'll understand
Then in a little while, He'll take my hand
And though it seems absurd
I know we both won't say a word
Maybe I shall meet him Sunday,
Maybe Monday, maybe not
Still I'm sure to meet him one day
Maybe Tuesday will be my good news day
He'll build a little home, That's meant for two
From which I'll never roam, Who would, would you
And so all else above
I'm dreaming of the man I love
bir yudum huzur.
Allah hepimizin orucunu ve dualarını kabul etsin..
Cemaate dokunan yanar.
Cübbeli Ahmet (Ünlü) Hoca’nın kasetleri internete düştüğünde şüphemizi yazdık.
Polis-Savcı operasyonu başlayınca iddiaların asılsızlığı üzerinde durduk, “çete” zorlamasının yapılmasını belirttik.(Tıpkı Aziz Yıldırım’a yapıldığı gibi...)
Maksat belli, dosya özel yetkili mahkemeye gitsin! Gerisi malum...
Cübbeli Hoca’nın avukatlarına sorduk, “nedir, ne değildir” diye. Aynı görüşteydiler: Bu bir komplo. Cübbeli Hoca simgeydi, hedefte Nakşibendiler vardı. Niye?
Çünkü cemaat Türkiye’de “tek” olmak istiyor. Milli Görüşçülere de düşman ama AKP’nin bir bölümünün tepkisinden korktukları için şimdilik dokunamıyorlar.
Uzatmayalım:
Kamer Genç, Veli Agbaba ve Tufan Köse’den oluşan CHP heyeti Cübbeli Hoca’yı Metris Cezaevi’nde ziyaret etti.
Cübbeli Hoca, CHP’lilere, kendisine komployu cemaatin kurduğunu söyledi.
Odatv’nin yine bir haberi daha teyit edildi. Bakalım Nakşibendiler kendilerine yönelik bu entrikanın hesabını soracakları mı?
Şimdi, soru budur...
Odatv.com
O gemi bir gün gelecek.
Umutlarım İsmail abininkiler kadar güçlü olabilseydi keşke.
Bu kadar acı çekmezdim..
İnancım onunki kadar yoğun olabilseydi keşke.
Böyle çabuk yılmazdım.
Ah be İsmail abi.
Ne olur kalkıp gelsen şehrime.
İki çift laf etsek karşılıklı.
Büşra desen.
O gemi bi rgün mutlaka gelecek..
İnansam ben de.
Umudum artsa. ;
İnancım güçlense.
Ne olur be abi.
Kalkıp gelsen ne olurdu.
O gemi bir gün mutlaka gelecek İsmail abi.
Gelecek.
Bu kadar acı çekmezdim..
İnancım onunki kadar yoğun olabilseydi keşke.
Böyle çabuk yılmazdım.
Ah be İsmail abi.
Ne olur kalkıp gelsen şehrime.
İki çift laf etsek karşılıklı.
Büşra desen.
O gemi bi rgün mutlaka gelecek..
İnansam ben de.
Umudum artsa. ;
İnancım güçlense.
Ne olur be abi.
Kalkıp gelsen ne olurdu.
O gemi bir gün mutlaka gelecek İsmail abi.
Gelecek.
Sen Gideli.
Başım dönüyor içim sıkılıyor ha bire
Bu dünyada pırıl pırıl şeyler vardı hani
Cümbüşler vardı kahkahalar vardı hoşbeşler vardı
Hepsi peşine takılıp gitti mi ne
Anlamam o kadar incesini
Sen yanımdayken yaşamak güzeldi işte
Bana maşallah derlerdi ne iyisin derlerdi
Neysem neyim kime ne
Ya büsbütün yitirsem seni
Ölsen ya da başka kadına varsan
Sana dokunamasam sesini duyamasam
Bırak allasen insanı deli etme
Bu dünyada pırıl pırıl şeyler vardı hani
Cümbüşler vardı kahkahalar vardı hoşbeşler vardı
Hepsi peşine takılıp gitti mi ne
Anlamam o kadar incesini
Sen yanımdayken yaşamak güzeldi işte
Bana maşallah derlerdi ne iyisin derlerdi
Neysem neyim kime ne
Ya büsbütün yitirsem seni
Ölsen ya da başka kadına varsan
Sana dokunamasam sesini duyamasam
Bırak allasen insanı deli etme
Adını-henüz-koymadım adlı pastam.
2-3 paket pötibör bisküviyi alıyorsunuz. Küçük parçalara ayırıyorsunuz. Kaynayan suyun içine kahve koyuyorsunuz. Bisküvilerin üstüne kahveyi döküyorsunuz. Yumuşuyor zaten,top haline getiriyorsunuz. Bir yandan ben-mari usülüyle erittiğiniz 2 paket çikolatayı bisküvilerin üstüne döküyorsunuz. En üstüne de ceviz,fındık,hindistan cevizi...Ne isterseniz koyuyorsunuz. Buyrun size pratik,enerji verici,lezzetli bir pasta.
Afiyet olsun =)
Afiyet olsun =)
Kanadı kırık bir kuş gibiyim...Bırakma ellerimi Allahım.
Allah'ım !
Kanadı kırık bir kuş gibiyim.
Uçsam uçamıyor, göçsem göçemiyorum.
Yarım bırakılmış bir düş gibiyim.
Yardan da, serden de geçemiyorum.
Menzile erememe korkusu sardı benliğimi
Kolum kanadım kırık , gönlüm bin pare!
Ey kalpleri evirip çeviren, ey gönüller sahibi !
Yaraları saran , dağılanı toplayan Sensin !
Varlığım Senin varlığının şahidi
Varlığım Senin Rahmetinin şahidi!
Allah'ım !
Bırakma beni.
Tut ellerimi...
Kanadı kırık bir kuş gibiyim.
Uçsam uçamıyor, göçsem göçemiyorum.
Yarım bırakılmış bir düş gibiyim.
Yardan da, serden de geçemiyorum.
Menzile erememe korkusu sardı benliğimi
Kolum kanadım kırık , gönlüm bin pare!
Ey kalpleri evirip çeviren, ey gönüller sahibi !
Yaraları saran , dağılanı toplayan Sensin !
Varlığım Senin varlığının şahidi
Varlığım Senin Rahmetinin şahidi!
Allah'ım !
Bırakma beni.
Tut ellerimi...
Şimdi otobüs gelir biner gideriz,dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç..
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yanan otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım
-Turgut UYAR-
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
















